Profesyonel Çözüm ve Hizmetlerle Sizlerleyiz!
Sınai mülkiyet alanında, başvuru öncesi hazırlık süreci ve sonrasındaki izleme ve koruma işlemleri ile ihtiyacınız olan tüm aşamalarda çözüm odaklı hizmet sunuyoruz.

Categories
Frequently Asked Questions
Bireysel
Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. Marka ile ilgili en önemli kriter, kullanılan işaretin benzer ürün ya da hizmetlerden farklılaşmayı sağlayan "Ayırt Edici Özelliğinin" bulunması gerekliliğidir.
• Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları,
• Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yerleşim yeri olan veya sınai ya da ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler,
• Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dâhilinde başvuru hakkına sahip kişiler,
• Karşılıklılık ilkesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere sınai mülkiyet hakkı koruması sağlayan devletlerin uyruğundaki
kişiler, marka müracaatı yapabilir.
Kurumsal
• Markanın tescil edilmesi, tescil belgesinde yazılı olan ürün ve hizmetler üzerine markayı koyma ve kullanma hakkı verir ve sahibine tescilli markayı haksız yere kullanan ve/veya taklit edenlere karşı ihtarname gönderme, markayı taşıyan ürünlere ihtiyati tedbir ve el koyma, tazminat talebi gibi Kanun’da yer alan hakların kullanılması imkanını sağlar. Marka sahibinin bu haklarını etkin bir şekilde kullanabilmesi için markasını olası taklitlere karşı etkin bir şekilde izlemeye almalıdır. Ayrıca, tescil edilmek üzere yayınlanan markalardan benzerlerini tespit etmek ve itiraz hakkını kullanarak ilgili markanın tescilini engellemek üzere marka vekillerine başvurarak, marka izleme hizmeti alması da tavsiye edilir.
• Bilinmesi gereken önemli bir husus şudur ki; başvuru hakkı, hak sahibine işareti bir marka olarak koruma hakkı sağlamaz. Zira tescili bekleyen bir hak doğuran başvuruya konu marka tescil edilmedikçe, haksız rekabet hükümlerine göre koruma altında bulunacaktır.
• Markanın tescili için yapılacak başvurunun yayınlanmasından sonra doğabilecek durumlarla ilgili olarak tazminat talebi yapılabilir. Marka başvurusunun yayınlanması ile anlaşılması gereken, ilk idari inceleme işlemi sonrasında üçüncü kişilerin itirazına açıldığı 2 aylık bülten ilanı aşamasıdır. Bu aşama markanın yine henüz tescil edilmediği ve idari sürecin devam ettiği aşamadır. Ancak başvurunun yayını ile doğan haklar, tescilin yayınıyla birlikte tescilli markadan doğan hakların kapsamı içinde değerlendirilir. Olası bir dava halinde Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayınlanmasından önce karar veremez.
• Bu sebeplerle, markanın tescil edilmeden önce kullanılması tavsiye edilmemektedir. Bununla birlikte, uzun zamandır kullanılan ve benzeri olmadığı kesinlikle bilinen bir markanın zaten kullanılıyor olması sebebiyle, müracaat durumundan kaynaklanan kullanmama tavsiyesi içerisinde değerlendirilemeyeceği açıktır < /li>
• Markanın sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayın tarihi itibariyle hüküm ifade eder. Marka tescilinin yayını ile anlaşılması gereken, idari işlemlerin son bulması ve markanın belgeye bağlanmasına karar verilmesi sonrası tescil ilanı aşamasıdır.
• Marka tescil edildikten sonra her türlü hukuki veya cezai talepte bulunulabilir. Marka tescil edilmesi sonrası sahibine, tek başına kullanma hakkı veren ve bu yönüyle üzerinde ekonomik olarak yararlanma hakkı sağlayan bir belgedir.
• Aynı şekilde, marka belgesi hak sahibine başkalarının aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların kullanılmasını önleme hakkı vermektedir. Söz konusu önleme hakkı, hakkın tecavüze uğradığına ilişkin tespit davası, ihtiyati tedbir istemli tecavüzün ortadan kaldırılması ve tazminat davası ve yine tecavüz fiillerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak ürünler ve ürünlerin üretilmesine yarayan kalıp ve parçalara el koymayı kapsayacak şekilde ceza davası açılması hakkını da vermektedir.
Marka tescilinde ilk başvuran belgeyi alır, kuralı geçerlidir, ancak marka mevzuatı markayı ilk tescil ettireni değil de markayı fiilen ilk kullananı da koruyan bir düzenleme getirmiştir. Bu durumda bir markayı bilfiil ilk kullanan ve bu kullanımını kanıtlayan kişi, markanın gerçek hak sahibi konumundadır. Kanun, gerçek marka hakkı sahibi sayarak, markayı fiilen ilk kullanan kişiden yana bir tercih kullanmış bulunmaktadır. Bu durumda bir başka üçüncü kişi, markayı tescil ettirmiş olsa da markayı fiilen ilk kullanan kişi bu fiili kullanımını kanıtlayarak kullanımından doğan öncelik hakkına dayanarak, sonradan markayı tescil ettiren kişiye hükümsüzlük davası açabilir ve markanın kendi adına tescil edilmesini sağlayabilir.